Dünyanın dört bir yanından üst düzey yetkililer ikinci Nakba olasılığını reddetti. Nakba İsrail devletini kurmak için 1940 yılında 700.000 Filistin’linin zorla yerinden ettirilmesidir. ‘Felaket’ olarak da anılan günler İsrail hükümeti tarafından geri getirilmek isteniyor. Olası Nakba için İsaril’li sağ yetkililer Filistinlileri ‘gönüllü’ şekilde yurtlarını terk etmelerini söyledi.
İsrail 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren acımasızca saldırdığı Gazze’de çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 23.000 insanı öldürdü. En sonunda hain planını ortaya çıkardı.
‘TOPLU CEZALANDIRMA’
Gazze’deki sivillere yönelik “toplu cezalandırma” olarak tanımlanan duruma son verilmesi yönünde İsrail üzerinde küresel baskı artıyor. Buna rağmen aşırı sağcı İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri saldırının yanı sıra söylemini de iki katına çıkardı.
‘GÖNÜLLÜ’ AYRILIN!
Geçtiğimiz günlerde İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, kuşatma altındaki Gazze’deki Filistinli sakinlerin yerlerine İsraillilerin gelmesi için “gönüllü olarak” ayrılmaları çağrısında bulundu.
İSRAİLLİ İŞGALCİLER ‘DOĞRU VE ADİL’ ÇÖZÜM SUNUYOR
Aşırı milliyetçi Güvenlik Bakanı ve ayaktakımını kışkırtan Itamar Ben Gvir de benzer açıklamalar yaparak Filistinlilerin göçünü ve İsrail yerleşimlerinin kurulmasını “doğru, adil, ahlaki ve insani bir çözüm” olarak nitelendirdi.
KONGO VE SUUDİ ARABİSTAN NE DİYOR?
Kongo’nun Filistinlileri kabul etme olasılığı konusunda “gizli temaslarda” bulunduğu iddia ediliyor.
Suudi Arabistan da, Krallık’taki inşaat patlamasının ortasında “yüzbinlerce Filistinliyi çalışmak üzere kabul etme” olasılığıyla ilgili olarak tartışıldı.
ULUSLARASI TOPLUM FİLİSTİNLİLERİN ‘ZORLA’ GÖÇÜNE NE DİYOR?
BM insan hakları sorumlusu Volker Türk İsrail’li üst düzey yöneticilerin Filistinlilerin Gazze’yi terk etmeleri yönündeki çağrıları sonrasında “çok rahatsız” olduğunu söyledi.
Türk, eski Twitter hesabı olan X’te:
“Üst düzey İsrailli yetkililerin sivillerin Gazze’den üçüncü ülkelere nakledilmesi planlarına ilişkin açıklamalarından son derece rahatsız olduğunu” yazdı.
AB’DEN TEPKİLER
AB’nin üst düzey dış politika şefi Josep Borrell de bu sözleri ve Filistinlilerin Gazze’den sürülmesi olasılığını şu sözlerle kınadı:
“İsrailli bakanlar Ben Gvir ve Smotrich’in Gazze’deki Filistinli nüfusa iftira atan ve onların göçü için bir plan çağrısında bulunan kışkırtıcı ve sorumsuz açıklamalarını şiddetle kınıyorum.”
Borell ayrıca Filistin halkının ‘zorla’ yerlerinden edilmesinin IHL’nin (uluslararası insansıl hukuk) ciddi bir ihlali olarak kesinlikle yasaklandığını vurguladı.
İNGİLTERE HANGİ TARAFTA?
İngiltere, “Filistinlilerin Gazze dışına yerleştirilmesi yönündeki her türlü öneriyi kesinlikle reddettiğini” söyledi .
Yazılı bir açıklamada, “Müttefiklerimizin ve ortaklarımızın, Gazze’lilerin zorla yerinden edilmeye veya Gazze’den yer değiştirmeye tabi tutulmaması gerektiği yönündeki endişelerini paylaşıyorum” dedi.
AMERİKA ‘KIŞKIRTICI VE SORUMSUZ’ DEDİ
İsrail’in her türlü hava koşuluna uygun müttefiki ABD bile bu fikre karşı çıktı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yazılı bir açıklama yaparak bu sözleri kınadı ve retoriği “kışkırtıcı ve sorumsuz” olarak nitelendirdi.
‘BUGÜNE KADAR ABD’DEN GELEN EN GÜÇLÜ KINAMA’
Yayın kuruluşu Axios, ABD’nin sözlerini “Hamas’ın 7 Ekim saldırısından bu yana Biden yönetiminin İsrail hükümet yetkililerine karşı kamuoyunda dile getirdiği en güçlü kınama” olarak nitelendirdi .
Raporda, ABD’nin sözlerinin “Biden yönetiminde Netanyahu’nun koalisyonundaki radikal sağcı bakanları yönetemediği yönünde artan endişeler var” denildi.
RUSYA’DAN TEPKİ: ‘GAZAP ÜZÜMLERİ’
Kasım ayında, İsrail’in Gazze’deki saldırısının üzerinden neredeyse bir ay geçtikten sonra, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov; ‘Filistinlilerin yerinden edilmesi bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik bir tehdittir’ dedi.
Kuveytli mevkidaşı Salem Abdullah Al Jaber Al Sabah ile görüşmesinin ardından Lavrov, herhangi bir olası yeniden yerleşim planının bölgeye barış getirmeyeceğini, yalnızca “gazap üzümleri” ekeceğinin altını çizdi.
Devam eden İsrail saldırısı Gazze’nin geniş alanları harabeye çevirdi. Bölgenin altyapısının yüzde 60’ı hasar gördü ya da yok edildi ve yaklaşık iki milyon bölge sakini, akut gıda, temiz su ve ilaç kıtlığı nedeniyle yerinden edildi.
