CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, torba kanun teklifinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda; “Bu torbada asgari ücretlinin geçim derdine çare yok, milyonlarca işçinin alın terinden alınan vergiden indirim yok, 90 bin taşeron emekçimize kadro yok; ücretli, sözleşmeli, kadrolu öğretmen ayrımını ortadan kaldırmak yok, barınamayan, aç kalan üniversite öğrencilerimize tek kuruş destek yok, yıllarca ülkeye hizmet etmiş şimdi açlık sınırında yaşayan ‘7 bin 500 lira maaşla geçin’ dediğiniz 14 milyon emeklimize asgari ücret seviyesinde dahi maaş yok, iş kuyruğu, ucuz ekmek ve gıda kuyruklarında bekleyen dar gelirliyi ferahlatacak hiçbir şey yok çünkü bu saray yönetiminde, bu tek adam yönetiminde cebi boş, tenceresi boş milyonları düşünen kimse yok” dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanan torba kanun teklifine ilişkin söz aldı. Çakırözer’in açıklamaları şöyle:
“SARAY YÖNETİMİNDE; CEBİ BOŞ, TENCERESİ BOŞ MİLYONLARI DÜŞÜNEN KİMSE YOK”
“Bu torbada asgari ücretlinin geçim derdine çare yok, milyonlarca işçinin alın terinden alınan vergiden indirim yok, 90 bin taşeron emekçimize kadro yok; ücretli, sözleşmeli, kadrolu öğretmen ayrımını ortadan kaldırmak yok, atama bekleyen öğretmenlere atama yok; barınamayan, aç kalan üniversite öğrencilerimize tek kuruş destek yok, yüz binlerce engellimize kamuda istihdamı artıracak madde yok, yıllarca ülkeye hizmet etmiş şimdi açlık sınırında yaşayan ‘7 bin 500 lira maaşla geçin’ dediğiniz 14 milyon emeklimize asgari ücret seviyesinde dahi maaş yok, üretimden vazgeçmeyen eli nasırlı çiftçimizin mazotundan, gübresinden, elektriğinden KDV’yi, ÖTV’yi kaldırmak yok yani sayın milletvekilleri bu torbada iş kuyruğu, ucuz ekmek ve gıda kuyruklarında bekleyen dar gelirliyi ferahlatacak hiçbir şey yok çünkü bu saray yönetiminde, bu tek adam yönetiminde cebi boş, tenceresi boş milyonları düşünen kimse yok.
“YANDAŞA, SERMAYEYE, RANTİYEYE VERGİ İNDİRİMİ, MUAFİYETİ ADI ALTINDA EMEKÇİNİN CEBİNDEN VERİLEN BOL BOL KIYAK VAR”
Yandaşa, sermayeye, rantiyeye vergi indirimi, muafiyeti adı altında emekçinin cebinden verilen bol bol kıyak var. Kur korumalı mevduata sırtını dayayanların servetine emekçinin alın terinden çalıp servet katmak var. Uçmadığımız havaalanı, geçmediğimiz köprülerin müteahhitlerine vergi istisnalarıyla halkın cebinden aktarılan milyarlar var. Refah içinde yaşama umudunu yok ettiğiniz vatandaşlarımızı ‘Haram’ dediğiniz kumar çukuruna devlet eliyle yönlendirme var. Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından demir yollarımızı bir avuç yandaşa peşkeş çekmenin yolunu açan madde var. Yurt dışına para kaçıranların peşine düşmek yerine ‘Döviz gelsin de vergisiz, denetimsiz nasıl gelirse gelsin’ anlayışı var.
Bu torbada samimiyetsizlik var, ikiyüzlülük var. Nasıl demeyelim ikiyüzlü diye? Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği ihlal kararını tanımayacaksınız, uymayacaksınız, Yargıtay’ın yüksek mahkemeyi yok sayan tutumuna çanak tutacaksınız, sonra gelip üç dört yerden maaş alan yandaşlarınıza ‘huzur hakkı’ adı altında ulufe dağıtılması için Anayasa Mahkemesi kararına uyum bahanesine sığınacaksınız; bunun neresinde samimiyet, neresinde dürüstlük var?
“BİR AVUÇ YANDAŞINIZA ‘HUZUR HAKKI’ DİYE ÜÇ DÖRT YERDEN MAAŞ VERİLMESİNİN PEŞİNDESİNİZ”
Biz bu çoklu maaş, huzur hakkı meselesine karşıyız. Bakın, insanlar pazar artıklarıyla yaşam mücadelesi veriyor, öğrenciler barınamadıkları için eğitimlerini bırakıyor, emekli aç kalmamak için ikinci işlerde, üçüncü işlerde çalışıyor; siz ise bir avuç yandaşınıza ‘huzur hakkı’ diye üç dört yerden maaş verilmesinin peşindesiniz. Üstüne üstlük huzur hakkı verdiğiniz yandaşları vergiden muaf tutarken milyonlarca memur ve işçiden daha maaşını almadan yüzde 20, yüzde 30 vergi almaya devam ediyorsunuz; bunun adı ‘soygun düzeni’ değil de nedir değerli arkadaşlarım?
“BU HAYAT PAHALILIĞI SADECE BDDK YÖNETİCİLERİNİ Mİ VURUYOR?”
Son olarak, bu torbada ne var? Maaşları yüksek BDDK yöneticilerine İstanbul’da yaşayabilsinler diye 45 bin liralık hayat pahalılığı ödeneği var. İyi de bu hayat pahalılığı sadece BDDK yöneticilerini mi vuruyor? Bakın, son beş yılda 2,2 milyon kişi İstanbul’u terk etti; neden? Geçinemedikleri için. Sadece İstanbul’da değil, işte memleketim Eskişehir’de ve neredeyse tüm Anadolu kentlerinde fahiş kiralar herkesi perişan etmiş durumda. Geçtiğimiz yıllarda bin lira, 2 bin lira olan ‘1 artı 1’ ev bile, artık, 10 bin liraya, 15 bin liraya kiralanır oldu. İstanbul’da, Eskişehir’de, Antalya’da, İzmir’de, büyükşehirlerimizde bir memurun, öğretmenin, sağlıkçının, polisin, din görevlisinin maaşlarıyla ev kiralayabilmeleri mucize. Yapılacak şey belli; gelin, kamu çalışanları arasında böylesine adaletsiz, böylesine ayrımcı bir tutumdan vazgeçin. Gelin, bu hayat pahalılığı ödeneğini tüm kamu çalışanlarımıza verelim. Yani değerli arkadaşlarım, bu torbada refah, huzur, adalet yok. Bu torba, emekçiden, emekliden, çiftçiden, esnaftan alıp rantiyeye, sermayeye kol kanat germe torbasıdır.”