Bir şirket çalışanı, yazışma uygulamasında şirketin ismini kullanarak kurduğu gruba iş arkadaşlarını da üye yapıp müstehcen paylaşımlarda bulununca işinden oldu. İşveren, ‘Firma ismini kullanarak kurulan grupta müstehcen paylaşımlarda bulunuyordu.’ suçlamasında bulunduğu çalışan, davayı istinafa götürse de tazminatını da işini de kaybetti.
Firma ismini kullanarak yönettiği grupta müstehcen paylaşımlar yaptığı için Şirketinin işten çıkardığı çalışan, firmaya dava açtı.
İşçi, davayı İş Mahkemesi’ne taşıdı. İşe iade davası açan çalışana, mahkeme red cevabı verdi.
Kovulmayı kabullenmeyen işçi, kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı.
Çalışanın istinafa taşıdığı dava kararında; davacının grup kurduğu ve profil resmi olarak firma logosunu kullandığı, grupta müstehcen içerikli paylaşımlarda bulunduğu hatırlatılsa da durumun ispat edilemeyeceği belirtildi.
Dava kararında, çalışanın grubu kuran kişi olduğu, şirket logosunun çalışan tarafından eklenip eklenmediğinin tespit edilemeyeceği ifade edildi.
Çalışanın grubu kuran ve müstehcen paylaşımlarda bulunan kişi olmaması halinde dahi grupta kalmaya devam ettiği için kovulabileceği görüldü.
Davanın red edilme sebebi şu şekilde açıklandı: ‘Davacının müstehcen paylaşımları gördüğü halde grupta kalmaya devam ettiği, bu paylaşımların şirketin ismi ve logosunun bulunduğu grupta paylaşılmış olmasının şirket itibarını zedeleyecek davranışlar olduğunun davacı tarafından bilinmesi gerektiği de aşikardır.’
Çalışanın güven sarstığı için çalışmaya devam edemeyeceği şu ifadelerle yer aldı: ‘Davacının davranışlarının işverenin güvenini zedelediği ve işverenden artık davacı ile çalışmaya devam etmesinin beklenemeyeceği, iş akdinin davacının davranışları sebebiyle geçerli nedenle feshedildiğinin kabulü gerekeceği ve yerel mahkeme kararının usul ve yasa ile dosya içeriğine uygun olduğu kanaatine varılmıştır.’